İEİS, Dünya Diyabet Günü'nde Türkiye'nin üretim gücüne dikkat çekiyor

14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde, tüm dünyada diyabet hastalığına yönelik farkındalığın artırılması ve diyabetin denetim altına alınabilmesi için tedaviye erişim imkanlarının geliştirilmesine yönelik çalışmaların ehemmiyeti bir sefer daha hatırlanıyor. Bu özel günde, İlaç Sanayisi Patronlar Sendikası (İEİS), diyabet tedavilerinde Türkiye’nin yerli üretim kapasitesinin rolüne vurgu yapıyor. Ülkemizde diyabet hastalığında kullanılan ilaçların %70’inin Türkiye’de üretildiğini belirten İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, bu durumun hastaların tedaviye erişimini kolaylaştırdığını ve sıhhat sistemine değerli bir katkı verdiğini söylüyor.

VÜCUDUN kan şekeri düzeyini düzenleyememesi sonucu oluşan kronik bir hastalık olan diyabet, tedavi edilmediği takdirde önemli sıhhat sıkıntılarına yol açabiliyor. Halk ortasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin tesirlerini hafifletmek ve ömür kalitesini yükseltmek ismine toplumda farkındalık yaratmak için, her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak kabul ediliyor. 

İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, bu özel günle ilgili bir açıklama yaparak, ilaçta yerli üretimin ehemmiyetine dikkat çekti. Ülkemizde diyabet hastalığında kullanılan ilaçların %70’inin Türkiye’de üretildiğini belirten Malkoç, yerli ilaç üreticilerinin, diyabet hastalığının tedavisinde daha faal tahliller bulmak için çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Savaş Malkoç; “Diyabet, halk sıhhatini etkileyen en kıymetli kronik hastalıklardan biri. Bu alandaki tedavi seçeneklerinin yerli üretimle sunulması, hastalarımızın gereksinim duydukları tedavilere daha süratli ve uygun şartlarda erişebilmesi açısından büyük bir kıymet taşıyor. Türkiye’de diyabet hastalığında kullanılan ilaçların %70’inin yerli üretim olması, ülkemiz sıhhat kesiminin ve ilaç sanayimizin gücünü ortaya koyuyor. İEİS olarak diyabet ve başka kronik hastalıklarda yerli üretimin arttırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Erken teşhis ile diyabeti önlemek mümkün

Diyabet, insülin hormonunun gereğince üretilememesi yahut bedenin insüline direnç göstermesi sonucu ortaya çıkan, Tip 1 ve Tip 2 olarak iki temel çeşidi olan kronik bir hastalık. Genetik faktörler, hayat şekli ve beslenme alışkanlıkları üzere etkenlerle ilişkilendirilen şeker hastalığında Tip 2 olarak isimlendirilen cins, tüm diyabet olaylarının %90'ından fazlasını oluşturuluyor ve sıhhatsiz beslenme, hareketsiz hayat nedeni ile oluşan fazla kilolar tetikliyor. Diyabetin erken teşhis edilmesi ve gerekli tedaviye başlanması, hastalığın ilerlemesini önleyerek komplikasyon riskini azaltıyor. Diyabet, uzun vadede kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, görme kaybı ve hudut hasarı üzere önemli sıhhat problemlerine yol açabiliyor. Erken teşhis ve hakikat tedavi ile diyabetin bu tesirlerinin önüne geçmekse mümkün. Sıhhat uzmanları, bireylerin kan şekeri düzeylerini sistemli olarak denetim ettirmelerini ve diyabet belirtilerine karşı dikkatli olmalarını öneriyor.

Doktor denetiminde şekerinize baktırmadan geçmeyin

Diyabetle uğraşta bireylerin sağlıklı bir ömür stili benimsemeleri büyük ehemmiyet taşıyor. Sağlıklı beslenme, sistemli fizikî aktivite, gerilim idaresi ve sistemli doktor kontrolleri, diyabet riskini azaltmak için en kıymetli adımlar ortasında yer alıyor. Diyabet tanısı almış bireyler için ise bu alışkanlıklar, kan şekeri düzeyini dengelemeye ve ömür kalitesini artırmaya yardımcı oluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı